Bugun...


Briç Köşesi

facebook-paylas
Peşrev!
Tarih: 06-05-2022 10:33:00 Güncelleme: 06-05-2022 10:49:00


Büyüklerin "oyun" dedikleri olay zar, iskambil kâğıdı, v.b. belirli şans faktörü taşıyan bir “şey”in etrafında toplanan kişilerin “benim beynim senin beynini döver” güdüsüyle kazanmak için becerilerini sergiledikleri bir rekabet aktivitesidir. Kazanma isteği, önce kendine sonra başkalarına kendini ispat, prestij, başarı ve beğenilme arzusu -normal dozlarda- anlaşılabilir beşeri duygulardır. İlk başlarda rober oynanırken briç tabii ki bir oyundu. Kâğıdı iyi gelen takım büyük ihtimalle rakip takımı yener, maddi bir kazanç olur veya olmaz ama mutlaka zafer sevinci yaşar,  egosunu beslerdi. Kim bilir, belki nadiren de olsa, günümüzde fenafillâh mertebesine erişmelerine çeyrek kalmış bazı briç erbabında rastlanan tavan yapmış kibir ve süper egoların sebebi de (eğer bir çeşit mesleki deformasyon değil ise) her halde buradan kalmadır. Oyunların müsabakaya dönüşmesi sonucunda rekabet arttıkça ne yazık ki paylaşma keyfi azalıyor.

    Spor (Sistem-Prensip-Otorite-Rekor) denilince ise ilk başlarda geliştirilebilir beceri ama ille de kas gücüne dayalı rekabet aktiviteleri akla gelirdi. Çağımızda gelişen teknolojiye paralel olarak oluşan “Oturan İnsan” modeli ile birlikte çok şey değişti. Çünkü günümüzün ofis otomasyonu ve teknolojisi ile bireysel ve toplu taşınım araçları yok iken insanlar hareket eder, işlerine yürür, küçücük mahalle bakkallarında envai çeşit cips, gofret, abur cubur satılmaz, hele fast food hiç bilinmez iken, sağlıklı beslenirler, kısacası obez olmazlardı. Sonunda “Oturan İnsan” kaçınılmaz olarak oturduğu yerden kendine uygun “Zihin Sporları”, “Akıl Oyunları” kavramlarını yarattı.

    Briç de bu gelişmeye ayak uydurmakta gecikmedi. Dublike briç ile şans faktörü azaltıldı. (Ama şükürler olsun hiçbir zaman örneğin satrançtaki seviyeye indirilemedi, aksi halde heyecan ve adrenalin katsayısı da düşerdi.)  Turnuva sistemi ile rekabet ortamı yaratıldı, beceri faktörü öne çıkarılarak spor kapsamına alındı. (Bu arada Federasyon kapsamında olmasına rağmen ülkemizde nedense ligi olmayan tek takım sporu olduğunu da hatırlatıyorum.) Briç bu denli gelişip yaygınlaşınca pazarlanabileceği anlaşıldı, bir iş, bir endüstri haline geldi ve maalesef sonuçlar birer rakama dönüştü, dönüşüyor.
 
    Bekleyin, çok yakında PC turnuvaları, dizüstü festivalleri, tablet şenlikleri de başlar. Çünkü bir çok bilgisayar oyunu artık kotalı kaynakların paylaşılması esasıyla çoklu oynanıyor ve sürekli gelişiyor.

    Briç de sürekli gelişiyor. Hiçbirimiz geçen sene oynadığımız briçi aynen bu sene de oynuyoruz diyemeyiz. Kim bilir bu işi götüren matematikçiler seneye ne sistemler, konvansiyonlar çıkaracaklar. Üstüne üstlük bir de biz değişiyoruz. Zihin yeteneklerimiz bileniyor. Ama bunlar hep reformist gelişmeler, kökten değişim işin içine quantum girdiğinde olacak.

    Bu doküman hiçbir sisteme en ufak bir gönderme yapmaz, hatta sistem(ler) konusu dışıdır. Sistemler, konvansiyonlar sürekli değişir ama briç mantığı/felsefesi ve ilişkileri/etiği sabittir. (Briç öğretmek gibi bir niyetim asla olamaz. Ama şunu söylemek isterim ki briç sadece kitaplardan öğrenilemez. Bütün kitaplar yazarının belirli bir zaman kesitinde “ben böyle oynuyorum” unu yazıyor ve yine bu nedenle de kaçınılmaz olarak süratle demode oluyor. Salt bilgisayara da pek inanmıyorum. Gerçek hayatı yaşamamış, nefes almıyor, tecrübeden yoksun, adrenalin ile tanışmamış. Gerçekten briç öğrenmek isteyenin, sadece konvansiyonları ezberletmeyen "iyi" bir ustanın postunun önünde diz çökmesi lazım. Onlar işi mantık ve felsefesiyle birlikte öğretirler.) Hani kitap okurken kenara alınan notlar var ya, işte beni daha çok ilgilendiren onlar. Bu nedenledir ki 48 + senelik briç hayatımda kulağıma küpe olan değişmez köşe taşı olabilecek cümleleri, gözlem, tavsiye ve çıkarımlarımı bir araya toplamayı düşündüm. İlaveten kadim öğretilerden ve tecrübeli ustalardan bazen esinti, bazen alıntı hatta utanmadan ağızlarından, kulaklarından, burunlarından, nerelerinden bulabilirsem çalıntılar yaptım. Tenezzül edenlerin görüş ve tashihlerini aldım. Ezberinize değil mantığınıza dokunmayı, akla davet ederken aynı zamanda briçten nasıl daha çok keyif alınırı yazmayı amaçladım. Sistem ve konvansiyon peşinde olanlar başka şeyler okusunlar, gerek piyasada gerekse de internette ciddi, hatta iddialı bir sürü kaynak bulabilirler. (Ör. : www.bridgewithdan.com) Bu doküman biraz ötekileştirilmiş, biraz alternatif, az biraz da paralel briç içeriyor.

    Eğer ille de bir teşekkür yazmak gerekirse herkese teşekkür ederim, çünkü her masadan bir şey öğrenerek kalktım. En kötüsü bile, kötüye iyi bir örnek teşkil etmesi nedeniyle bana bir şey öğretmiştir. Ayrıca, bu doküman katkılarınızla sürekli güncellenerek geliştirilmektedir, katkılarınız için peşin teşekkürler.

    “Brijör'ün Küpeleri” dediğim birinci bölüme (Brijör = "briççi/briç oyuncusu" anlamında  Bridgeur/bridger kelimelerinin mot a mot tercümesi olup bendenizin Türkçemize kazandırdığı! bir kelimedir.)  bu komprime notları, ikinci bölüme nerede, ne ortam ve ne vesileyle söylendiklerini tahayyülünüze bırakarak, şahit olduğum veya anonim bir sürü briç “jargon” ve esprisi koydum. Her iki bölüm de “aforizmik” karakterlidir. “Zayıf Açanın İkinci Konuşması” adını verdiğim üçüncü bölüm ise sizlerin bu dokümanı kendi tecrübelerinize dayanarak isterseniz genişletebilmek için alacağınız notlara tahsislidir. Son sözümden önce iki de komik ek var.     

    Haydi buyurun bakalım…

www.bridgelogic.weebly.com alıntıdır



Bu yazı 1331 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARA
YUKARI